Şizoid Kişilik
Şizoid kişiler; temelde sosyal ve duygusal ilişkiler kurma konusunda gönülsüz olur ve duygulanım konusunda kısıtlı kimselerdir. Yakın ilişkilere girmekten kaçınırlar, bundan zevk almazlar. Genellikle tek başlarına vakit geçirmek onlar için daha güvenli olandır. İnsan ilişkileri gerektirmeyen bireysel işleri tercih ederler; matematik, bilgisayar programcılığı, felsefe ve sanat gibi. Bu alanlarda da oldukça başarılı işler çıkarırlar. Cinsel deneyimler yaşasalar da yakınlaşmayı hedeflemezler. Başkalarının olumlu ya da olumsuz eleştirilerine kayıtsız kalabilirler, fakat kendi iç dünyalarında kendilerini eleştirebilirler. Duygularını genellikle yüzeysel yaşarlar, yoğun öfke, hüzün ya da mutluluk ifadeleri göstermeyebilirler.
Şizoid kişilik, psikotik bir tanı yelpazesinde yer alan şizofreni tanısına uyduğu için bu kişilik örüntüsünün ilkel bir örgütlenme olduğu yönünde hatalı kanılar vardır. Şizoid kişilerin davranışları alışılagelmiş davranışların dışında olduğu için pek çok uzman tarafından da patolojik olarak değerlendirilebilmektedir. Oysa ki şizoid kişiler her zaman patolojik yelpazede değildirler, aslında bu kişiler yaratıcı, yetkin, yetenekli kişiler olabilmektedir. Tüm kişilik örüntülerinde olduğu gibi, psikolojik açıdan işlevselliğini, gerçekliğini kaybetmiş bir halden, nispeten sağlıklı, nevrotik bir yapılanmaya kadar çeşitli düzeylerde görülebilmektedir. Bu kişilerde en sık rastlanan savunma mekanizması fanteziye geri çekilmedir ve ilkel bir savunma olduğu için bu kişiler sıklıkla yanlış değerlendirilebilmektedir. Şizoid kişilik geniş bir yelpazeye sahiptir. Analitik uygulayıcıların çoğu şizoid, şizotipal ve kaçıngan kişilik bozukluğu tanılarını şizoid karakterin psikotik olmayan görüngüleri olarak tanımlar, diğer taraftan ise şizofreni, şizofreniform, şizoafektif gibi psikotik yelpazede görüngüleri de vardır.
Yetişkin yaşamında şizoid olan bireyler, doğduklarında mizaç olarak dışsal uyaranlara karşı aşırı hassas ve aşırı bir uyarılma halinde olabilir. Bu kişiler de kendilerini sıklıkla doğuştan duyarlı olarak tarifler, yakınları da bu kişilerin benzer şekilde ses, ışık, hareket karşısında tepkiselliğini gözlemler. Bebeklerin çoğu sarılma kucaklanma, sıcaklık gibi davranışlar karşısında olumlu tepkiler verirken, bazıları da rahatları ve güvenlikleri bozulmuş gibi kasılır veya geri çekilirler. Eğer bakımveren ile bebek arasında bir türlü uyum sağlanamıyorsa bünyesel olarak şizoid kişilik yapısını düşündürebilir.
Şizoid kişilik özellikleri gösteren kişiler bakımveren ile kurduğu ilk ilişkide; yenilme, yutulma, işgal edilme, bozulma, ele geçirilme gibi duygular yaşantılayabilir. Şizoid kişi pek çok duygunun kendi içinde var olduğunun da farkında değildir, sanki bütün duygular dış dünyaya aitmiş gibi hisseder. Bu nedenle dış dünya onun için yutan, yok eden, mahveden bir yerdir. Kendi duygusal ihtiyaçlarından o kadar uzaktır ki açlık duygusunu dahi yeterince hissetmediği için fiziksel olarak zayıf ve cılız bir görünüme sahip olabilirler. Yine benzer bir şekilde duygularını kalın duvarlar arkasında tutmayı başardıkları için sosyal ortamlarda olabildiğince nazik, sakin ve saygı dolu insanlar olarak tanımlanırlar.
Savunmalar
Şizoid kişilik özellikleri gösteren bireylerde en sık rastlanan savunma geriçekilmedir. Bunun dışında içe atma, yansıtma, idealizasyon ve değersizleştirme gibi savunmaları da kullanabilmektedir. Bu bireyler bir stres altındayken sadece dışsal uyaranlardan değil kendi duygulanımlarından da geri çekilebilirler. Dış dünyadan gelen uyarımlara algısal olarak açık olsalar da buna karşın bazen donuk, durgun ve uygunsuz bir tepki gösterebilirler.
Nesne ilişkileri
Şizoid kişiler ilişkiler üzerinde yakınlık-uzaklık, korku ve sevgi üzerinde çatışmalar yaşayabilir. Bu kişiler her ne kadar bir ötekine yakınlığa ihtiyaç duysa da ilişkilerde yutulacağı tehdidini hisseder. Kendini korumak adına diğerleri ile arasına mesafe koymaya çabalar ama aynı zamanda da yalnızlık duygularından şikayetçi olurlar. Hissettikleri duygu “yalnızım bana yaklaş, ama benden uzak da dur, çünkü işgal edilmekten de bir o kadar korkuyorum” şeklindedir. Cinsel yakınlaşma sırasında da işlevsel bir cinselliği olsa da duygusal anlamda partnerine karşı donuk ve uzak yaklaşabilir. Çünkü buradaki yakınlıkta da kişilerin iç-içe olma hali onda yutulma duygusuna temas eder ve bundan korkar.
Bakımveren çocuğa karşı çok nufüz eden, aşırı yatırım yapan, aşırı denetleyen bir konumda olursa çocuk da bunun karşısında geriçekilmeye yönelebilir. Ayrıca bu özellikleri gösteren kişilerin ailelerinin genellikle baştan çıkarıcı, sınır ihlal edici, sabırsız ve eleştirel tutumlar sergileyen bir yapıda olduğu da gözlemlenmiştir. Duygusal olarak tutarlı olmayan tutumlarla büyütülmüş çocuk kendisini öfkeden ve içsel karmaşalardan korumak ve bununla baş etmek adına yine geriçekilme mekanizmasını kullanır.
Kendilik
Şizoid kişilik öteki kişilerin kendisi hakkında değerlendirmelerine veya kendisinin başkaları üzerindeki etkisine açıkça kayıtsız kalabilmektedir. Bunun aksine uyumlu tutumlar sergiler, ilişkilerinde uyumlu bir yapıda olur. Kendisini diğerlerinden güvende hissedeceği bir mesafede tutmaya çabalar. Şizoid kişiler de diğer kişilere sevgi veya ilgi gösterir fakat yine de kendini korumak adına güvenli alan belirler. Bu kişiler özsaygılarını çoğunlukla yaratıcı etkinlikler üzerinden korur. Bu kişiler yaratıcı çalışmalara ilişkin yüksek standartları olduğu için aynı zamanda da kendilerine karşı eleştirel tutum sergileyebilirler.
Özetle, şizoid özellikler gösteren kişiler yutulma endişesinden dolayı diğer kişiler ile yakınlık kurmaktan kaçınır, kendini güvenli bir mesafede tutar ve içsel fantezi dünyasına dönerek kendiliğini korumuş olur.

